İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.
Akşener’in konuşmasından satır başları;
Cumhuriyetimiz, bizim için başka hiçbir ülkede olmayan, derin ve çok özel bir anlam taşıyor. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Cumhuriyetimizin, bu kıymetini, bir an olsun unutturmayacağız. Atamızın, en büyük emanetine, her şart ve koşulda, sahip çıkacağız. Cumhuriyetimizi, ilelebet payidar kılacağız. Bize, böyle kutlu bir miras bırakan kahramanlarımıza, ne kadar dua etsek, azdır. İşte Filistin’de yaşananları görüyoruz. Bizim kadar kısmetli olmayan, mazlum milletlerin, ne acılar çektiğine, özellikle son dönemde, tüm çıplaklığıyla, şahit oluyoruz.
“BAŞ PSİKOPAT NETENYAHU’DUR’
Gazze’de yaşanan, Netanyahu terörü, hız kesmeden, devam ediyor. Her geçen gün, yüzlerce çocuk, vicdansızca atılan bombaların hedefinde, can vermeye devam ediyor. Ne yazık ki, her yüzyılda İnsanlığın başına bela olmuş, birkaç psikopat çıkıyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın, baş psikopatı da, hiç şüphesiz ki, Netanyahu’dur. Umuyorum ki Netanyahu son olsun. Umuyorum ki bu teröristin eylemleri, bir an önce son bulsun. Savaş tarihi, bize göstermiştir ki bugüne kadar, büyük savaşlar her seferinde, bir kumpas ve kışkırtmayla tetiklenmiştir. Çünkü bir toplumu, topyekûn bir savaşa ikna etmek için, en elverişli yol toplumdaki, intikam ve korku duygularını tetiklemektir.
HAMAS’I HEDEF GÖSTERDİ
İşte Hamas’ın, terör saldırısı da İsrail toplumuna, korku saldığı gibi Netanyahu’ya da, gözü dönmüş gaddarlığını sergileyeceği bir bahaneyi, hediye etmiştir. Hamas’ın, sivilleri katleden eylemleri Filistin’in, uluslararası hukuktan doğan, haklarını gölgelemiş Netanyahu’nun, kirli ajandasına hizmet ederek en büyük darbeyi, Filistin halkına vurmuştur.
Hamas’ı, Filistin’i temsil eden, meşru bir siyasi yapı olarak tanımlamak Filistin hükûmetini, yok saymaktır. Hamas’ı, Filistin’in yegâne temsilcisi görmek, Filistinli sivilleri, dünyaya terörist olarak göstermeyi hedefleyen, Netanyahu’nun, insanlık dışı tezlerine dolaylı destek vermektir.
Elbette ki topraklarını, İsrail işgaline karşı savunmak Filistinlilerin, en doğal hakkıdır. Ancak, bu haklı direnişin sözcülüğünü, Hamas’a devretmek Filistin’e değil, Netanyahu’ya yapılan bir hizmettir. Ve Netanyahu’ya hizmet eden, bir dış politika da barışı getirmeyeceği gibi hiçbir çocuğun, hiçbir kadının ve hiçbir sivilin, canını kurtarmayacaktır.
Her şeyden önce, şunu söylemek isterim ki Hamas’ın saldırılarının, zamanlaması, her türlü şüpheye açıktır. Kime ve neye hizmet ettikleri de, şüphelidir. Unutmayalım ki, bu saldırılar Netanyahu’nun, toplumsal desteğinin, adeta eridiği bir dönemde gerçekleşti.
İsrail’in yıllardır sürdürdüğü zulmün, bizzat İsrail toplumu tarafından, eleştirildiği bir dönemde gerçekleşti. Kalıcı barıştan yana bir tavrın, İsrail’de iktidara gelmesinin, hemen öncesinde gerçekleşti.